Yalan Tanıklık ve İftira Suçu

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Adliyeye Karşı Suçlar başlığı altında incelenen yalan tanıklık ve iftira suçu adaletin tecelli etmesinde gecikmeye sebebiyet verdiği için ve yargıyı yalan yanlış hükümlerle oyaladığı için ele alınan suçlardandır. Yalan tanıklık ilgili kanunun 272. maddesinde ele alınırken iftira suçu da ilgili kanunun 267. maddesinde ifade edilmektedir. Bu makalemizde yalan tanıklık ve iftira suçunu ele alacağız ve ayrıntısıyla inceleyeceğiz.

267. maddede ifade edilen İftira suçu nedir? Halk dilinde kara çalmak deyimiyle de ifade edilen iftira bir kimsenin yapmamış olduğu bir şeyi yapmışçasına onu suçlamak yargılamak anlamındadır. Kanun koyucu iftira suçunu da halk arasında bilinen tabirini hukuksal boyutta ele alarak şu şekilde ifade etmiştir: İftira suçu, yetkili makamlara ( mahkeme, savcılık) ihbar veyahut şikâyette bulunarak ya da basın yayın yolunu kullanarak ( günümüzde daha çok sosyal medya araçları kullanılarak gerçekleştirilmektedir) işlenmediğini bildiği halde bir kişiye hukuka aykırı bir fiil isnat ederek soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlamak veyahut idari yaptırıma maruz kalmasını sağlamak amacıyla gerçekleştirilen hareketlerdir.

272. maddede ifade edilen yalan tanıklık suçunu da kanun hükmünü dikkate alarak şu şekilde tanımlayabiliriz: Yalan tanıklık suçu bir kişinin yetkili makamlar önünde ( tanık dinlemeye yetkili bir makam olmalıdır, kurul, hakem mahkeme ) gerçeğe aykırı olarak bir olgu, durum, olay üzerinde tanıklık yapmasıdır.

Yalan tanıklık ve iftira suçunda az öncede ifade ettiğimiz gibi yargının işini doğru ve zamanında yapmasını engellediği için birer suç olarak ele alınmış ve hapis cezasıyla da somut olayın özelliklerine göre cezalandırılmıştır.

Yalan Tanıklık ve İftira Suçunun Cezası

Yalan tanıklık ve iftira suçunun cezalarına baktığımızda kanun koyucu gerek kanunun hükmünde gerekse gerekçesinde şu açıklamaları yapmıştır. Açıklamalara geçmeden önce bir hususa değinmekte fayda vardır. Bir suçun farklı şekillerde işlenmesi suçun daha ağır cezaya çarptırılmasına sebep olurken yahut daha hafif cezalandırılmasını da sağlayabilmektedir. Kanun koyucu bu ağır ve hafif halleri nitelikli hal olarak düzenlemiştir suç çeşitlerinde. Yalan tanıklık ve iftira suçuna baktığımızda da nitelikli hallerin olduğunu görebilmekteyiz.

İftira suçunun cezasıyla başlarsak şunları izah edebiliriz: Bir kişi kanunun ilk fıkrasına göre gerçek olmadığını bilerek bir kişi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlamasına sebebiyet verecek yahut idari bir yaptırımla karşılaşmasına neden olacak bir davranış sergilerse bu iftira suçunun temel hali olup 1 yıl ile 4 yıl arasında hapis cezasına çarptırılacaktır.  Eğer bu kişi, yani iftiranın oluşmasına sebebiyet veren suçu işleyen kişi fiili deliller uydurarak gerçekleştirirse ceza yarı oranında artırılacaktır. Bu da cezanın 1,5 sene ile 6 sene arasında verilmesi demektir. Kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen yahut beraat kararı alan mağdura tutuklama ve gözaltına alma dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa verilecek ceza burada da yarı oranında artırılır. Fakat eğer mağdur tutuklanmış yahut gözaltına alınmış ise bu durumda da iftira suçunu işleyen kimse kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlemiş gibi sorumlu olur.

Yalan tanıklık suçunun cezasına baktığımızdaysa şunlarla karşılaşırız: Yalan tanıklık suçunu gerçekleştiren kimse yalan beyanı mahkeme önünde değil de soruşturma kapsamında yetkili bir heyet, kurul, hakem önünde gerçekleştirmiş ise ceza 4 ay dan 1 yıla kadar hapis cezasıdır. Eğer kişi mahkeme huzurunda ya da yemin ettirildiği vakit yalan beyanda bulunursa hapis cezası 1 yıldan 3 yıla kadar verilir.

Yalan Tanıklık ve İftira Suçu Zamanaşımı

Yalan tanıklık ve iftira suçu uzlaşma kapsamında değerlendirilebilen yahut şikâyete bağlı suçlar arasında bulunan suçlardan değillerdir. Bu suçlarda herhangi bir şikâyet süresi bulunmamakla beraber savcılık suçun oluştuğunu öğrenir öğrenmez soruşturma e kovuşturma aşamalarını başlatmak durumundadır.

Yalan tanıklık ve iftira suçunda şikâyet süresi bulunmamaktadır fakat bu suçlarda dava zamanaşımı süreleri bulunmaktadır. Yalan tanıklık ve iftira suçunun dava zamanaşımı süreleri şu şekildedir:

  • İftira suçunda mağdurun suçu işlemediğinin sabitleştiği andan itibaren başlayan dava zamanaşımı 8 yıldır. Savcılık mağdurun suçu işlemediğinin kesinleşmesinden sabitleşmesinden itibaren başlamakla beraber 8 sene içerisinde soruşturmayı başlatmalıdır.
  • Yalan tanıklıkta suçunda da şikâyet süresi bulunmamaktadır ve dava zamanaşımı bu suçta da 8 yıldır.

Yalan tanıklık ve iftira suçunun dava zamanaşımı süreleri aynı olup 8 senedir.

Yalan tanıklık ve İftira Suçunun Şartları

Yalan tanıklık ve iftira suçu hakkında öncelikle şunu söylemek gerekir bu suçlar olası katsala işlenebilecek suçlardan değillerdir. Bu suçlar doğrudan kastla işlenebilmektedirler. Ayrı ayrı kısaca şartlarına baktığımızda ise yalan tanıklık ve iftira suçlarının şunları söyleyebiliriz:

İftira suçunda fail isnat ettiği fiillerin gerçek olmadığını bilmelidir. Bu 3 ihtimal şeklinde gerçekleşebiliri. Ya fail hayali bir olay uyduracaktır ve o fiil hiç meydana gelmeyecektir. Yahut o olay meydana gelmiş olsa bile isnat ettiği kişi tarafından değil de bir başkası tarafından meydana getirilmiş olacaktır fakat fail mağdurun gerçekleştiğini söyleyecek ona isnat edecektir. Ya da son ihtimal o olay, fiil mağdur tarafından gerçekleştirilmiş olsa da İftira suçu faili tarafından anlatıldığı gibi işlenmemiş olacaktır. Öreğin A kişisi altınlarını almıştır ama fail cebir ve tehditle alındığını iddia etmiştir fakat A kişisi sadece hırsızlık suçunu işlemiştir gibi.

İftira suçunun meydana gelmesi için gerekli olan ikinci şart da failin isnat ettiği kişi hakkında soruşturma ve kovuşturma sürecini başlatmak için bu davranışı gerçekleştirmelidir. Ya da isnat edilen kişiye idari yaptırım uygulanması amacıyla fiili gerçekleştirmiş olmalıdır. 

Yalan tanıklık suçunda da yalan tanıklık suçunu işleyen fail gerçeğe aykırı olarak ifade verdiğini bilecektir. Bu suç 2 seçimlik hareketle işlenebilmektedir:

  1. Tanık gerçeğe aykırı olarak beyanda bulunacaktır. Örneğin A hırsızlık ile suçlanmaktadır ve A lehine olan tanık B A’nın o gece kendisiyle beraber sinemada olduğunu söylemektedir.
  2. Tanık bildiklerini saklayarak da yalan tanıklık suçunu işleyebilmektedir.

İnternette Yalan Tanıklık ve İftira Suçunun İşlenmesi

topo hukuk, topo hukuk bürosu mevzuat bloğu, serdarhan topo
Topo Hukuk Bürosu Mevzuat Bloğu

Günümüzde insanlar sosyal medya araçlarını oldukça etkin kullanmaktadırlar. Bu da insanların daha rahat suç işleyebilmelerine sebebiyet verebilmektedir. Yalan tanıklık ve iftira suçlarını internet ortamında işlenip işlenemeyeceğini incelediğimizde kısaca şunu izah edebiliriz: Yalan tanıklık suçu tanık görmeye yetkili hakem, kurul ve mahkeme gibi ortamlarda işlenebilecek bir suçtur. Fakat iftira suçuna baktığımızdaysa daha ağır cezaya sebebiyet veren nitelikli hallerden biri de iftira suçunun basın yayın yoluyla işlenmesidir. Basın yayın yolunun tanımına baktığımıza da her türlü elektronik kitle iletişim aracı olarak ifade edildiğini görürüz. Bu nedenledir ki İftira suçu internet üzerinden özellikle sosyal medyalar üzerinden rahatlıkla işlenebilen bir suç olmaktadır.

İnternet üzerinden işlenen suçlardan biri olan iftiranın internet üzerinden işlenebilmesi için saydığımız diğer 2 şartın da gerçekleşiş olması gerekir.

Avukat Serdarhan Topo Kişisel Bilgilerine ve Topo Hukuk Bürosu Tarihçesini Okuyunuz.

Yorum yapın